Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

'Bir baktım, belgeseli çekiyorum'

Hayatınızda her şeyi unutturabilecek bir şeyler yoksa eksik kalırsınız. Unutmak için herkesin farklı bir yolu vardır. Benden size biraz geleneksel, biraz zahmetli bir unutma önerisi; cam sanatı. Cama gönül veren birçok kişinin hayatı değişiyor; kimi kariyerini bırakıyor, kimiyse eski aşkını unutuyor. Nesli tükenmekte olan cam sanatının mucizevi unutturma etkisini, ben de Demir Demirkan'ın cam belgeseli sayesinde keşfettim. Kendisini belgeselin çekildiği Beykoz'un Öğümce Köyü'ndeki 18 dönümlük bir alana kurulu olan Cam Ocağı Vakfı'nın tesislerinde ziyaret ettim. Tesis, yeşillikler içindeki araziye yayılmış gerçek bir cam cenneti. Cam atölyelerini gezmek, o inanılmaz eserle tanışmak gerçekten bambaşka bir histi. Bu ziyaretimde camın ne zahmetli bir iş olduğunu, yapımının zorluklarını, müzikle benzeyen yanlarını, yaparken nasıl bir his yarattığını öğrenmenin dışında, Demir Demirkan'la beraber camdan şahane bir kalp yaptık.

'MÜZİĞE İLHAM OLDU'
Demir Demirkan uzun yıllar meditasyon yapan biri olarak, cam sanatının meditasyona çok benzediğini ve müzikle benzer yanlarının olduğunu anlattı. "Cama hayat verenler, hissini ve ruhunu camın içine koyuyor. Düşünsenize, sizin nefesinizle bir kalp çıkıyor ortaya. Ne kadar kıymetli bir durum" diye heyecanla anlatırken, cam belgeselini nasıl çekmeye karar verdiğini soruyorum. Hikayeyi anlatmaya başlıyor: "Geçtiğimiz yıl birkaç kere buradaki cam ocağını ziyaret ettim, gördüklerim gerçekten muhteşemdi. Camın görseli çok kuvvetli olduğu için 'Buna çok güzel müzik yazılır' düşüncesiyle başladı serüvenim. Bir baktım, belgesel çekiyorum." Demirkan, belgeselde yer alan 10 sanatçının 10 eseri için şarkılar besteliyor. Senfonik yapıda, yerel temaların kullanılacağı ve rock müziğin ön planda olacağı şarkılar yapmaya başladığını söylüyor. Belgeselde; tezyinat sanatı ile dünyaca ünlü Türk tekniği çeşm-i bülbül ve nazar boncuğunun yapımına ve tarihine özel olarak yer veriliyor. 'The Glass' adlı belgeselde ayrıca; uluslararası cam sanatçıları Mehmet Kömürcü, Gerry King, Davide Penzo, Kurudere Köyü sanatçıları, Jiri Pacinek, Vladimir Klein, Carol Milne ve Raven Skyriver'ın farklı tekniklerine ve özel eserlerine yer verilecek. İşin en güzel yanı; cam sanatının konserlerini yapacak olması.

TARİFSİZ MUTLULUK
Demir Demirkan, belgeselde yer alan sanatçıların felsefi bakış açılarını dinledikçe, etkilenmemenin mümkün olmadığını söylüyor. "Bu sanatı kim yaparsa yapsın, dünyadan kopup her şeyi unutuyor" diye ekliyor. Bu arada Demirkan, belgeselin yapımıyla ilgili hiçbir yerden finansal destek almamış. Ve çok yakında belgesel için besteleyeceği şarkıların albümünü çıkaracak. Sıvı maddeyle yapılan dans gösterisini okumaya hazır olun. Demirkan ile beraber camdan kalbi yapmak için ilk etapta fırının içinden sıcak akışkan camı bir çubuk yardımıyla aldık. Çubuğun uç kısmına tüm nefesimle üfledim. Ardından hemen soğumaya bıraktık. Çeşitli aletler yardımıyla kalbin temellerini atmaya başladık. Kalbimizin büyük olması için biraz daha sıcak cam ekledik ve tekrar üfledim. Camı üflerken sürekli çubuğu çeviriyoruz ki cam yere dökülmesin. Camı sudan çıkan kepçe yardımıyla şekillendirdim. Sonra kalp şeklini tam alması için küçük kesikler attık. Kalbimiz bittiğinde surat ifadem, tatlı yediğimdeki mutluluktan bile fazlaydı. Tarifi yoktu. Yeni bir şey yaratmak çok heyecan vericiydi; hele ki yaparken full konsantre olup dünya yansa umurumda olmama hali en sevdiğimdi.

CAMLA RUHUNUZU ZENGİNLEŞTİRİN


Psikolojik rahatlatıcı özelliği var.
Felsefi bakış açısı sağlıyor.
Yeni bir şeyler yaratmak güven duygusu veriyor.
Ruhsal gücü artırıyor.
Yeteneklerinizi daha verimli kullanmanızı sağlıyor.
Kin, nefret, öfke gibi zararlı hislerden kurtulmanıza yardım ediyor.
Kendinizi tanımanızı sağlıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA